Tasvir
21.10.2011 22:08
Ağustos sonlarına yaklaşıyoruz, balkonumda oturuyorum. "Balkonum demek garibime gitti, onun daha önce benim olduğunu hiç düşünmemiştim. Neyse... Karşıda bir evin mutfağını görüyorum, yirmili yaşlarda bir kadın bir şeyler yapıyor. Off şu perdenin ortasına biriken perdeyi çekse de ben de güzelce tasvir etsem. Sanki kadın karşınızda duruyormuş gibi olsa. "Vay be! Ne de güzel tasvir etmiş, kadını görmüş gibi oldum." deseniz.
Başka tarafa bakıyorum şimdi. Sokaktan iki adam geçiyor, derin bir sohbetteler anlaşılan. Bir adam tam "balkonumun" altında telefonda konuşuyor. Ses tonu kulak tırmalayıcı, rahatsız edici. Şimdi ben bunu çok güzel tasvir ederim, duyuyormuş gibi olursunuz. Ancak siz de rahatsız olursunuz benim gibi.
Saat gece yarısına yaklaştığı için sokaktaki nüfusun neredeyse tamamı erkek. Sokak lambalarının etrafında pervaneler var. Ağaçlar sallanıyor birazcık. Imm... Yok yapamıyorum, telefonda konuşan adam benim sinirlerimi bozuyor. En iyisi gözlerimi kapatayım. Birileri mangal keyfi yapıyor etin kokusunun yoğunluğundan bunu anlayabiliyorum.
Çok canım çekti şimdi, neredeler acaba gidip yanlarına; "Afiyet olsun komşular, Allah ağzınızın tadını bozmasın. Geçiyordum bir uğrayım dedim." desem mi acaba? Yok ya görmemiş gibi ayıp olur.
Bari uzaktan gelen sesleri dinleyeyim, belki birileri şarkı söylüyordur da beni alıp uzaklara götürür. Haydaa... Biri "Çarkı Felek'i izliyor, hatta Mehmet Ali Erbil; "Amanınn, aamanınnn..." diyor. Bu ne yaa, ben odama gidiyorum!