Postmodern mehdi

06.12.2009 22:00

 

 

 

 

Mehdi inancı semavi dinlerde olduğu gibi hemen bütün dinsel geleneklerde de yer alan kadim bir inanıştır. Tanımlanan ve tasavvur olunan mehdinin özellikleri, zuhur zamanı ve zuhur keyfiyeti de enteresan bir tarzda hemen hemen aynı şekilde örtüşmektedir.   

 

Mecusilikte SAOŞYANT, hinduizmde KALKİ, budizmde MAİTRAYA, sabiîlikte PRAŞAİ SİVA,  şintoizmde MİROKO, Yahudilikte MEŞİHA, Hıristiyanlıkta MESİH,  İslamiyette MEHDİ olarak tesmiye edilen kurtarıcı ahir zamanda gelecek, kötülüğe karşı savaş ilan edecek ve ondan kısa bir süre sonra da kıyamet kopacaktır.

 

Mezkur geleneksel mehdi tasavvuru ülkemizde ak parti geneli ve Erdoğan özelinde Postmodern bir keyfiyete bürünmüştür. Nasıl mı? İzah edelim: Bilindiği gibi ak parti Milli Görüş mefkûresinden sarfı nazar eden, Milli Görüş’ün etkili ve dahi lider kadrosu olarak görülen bir ekip tarafından kurulmuştur. Ancak bu sarfı nazarın mahiyeti ve samimiyeti dost düşman herkese gerçekte meçhuldür.  Bunun nedeni de bu sarfı nazarın dost düşman herkesçe ‘konjöktürel şartların bir dayatması’ olarak gerçekleştiği kabulüdür.

 

Ak partinin kurucu erki ilk zamanlar kendilerini yenilikçi-reformist olarak nitelerken (ki revizyona uğramış olsa da Milli Görüşçü kimlik korunmaktadır) bu gün artık Milli Görüş mefkûresi ile hiçbir bağlarının kalmadığını, tabiri caizse eski düşüncelerinden ‘tornistan ettiklerini’ ısrarla dile getirmektedirler.

 

Milli Görüş mefkuresinin efsanevi lideri Erbakan Hoca da ‘eski talebeleri’ hakkında aynı mihverde açıklama yapmakta, kendine has üslubuyla eski talebelerini metamorfoz –başkalaşım-ile nitelemektedir.  

 

Gel gelelim ak parti sempatizanlarının büyük çoğunluğu (özellikle Milli Görüş kökenli ak parti seçmeni) ve aynı şekilde ak partinin anti sempatizanları (özellikle militarist sol görüşlü kitle) ne Erbakan’ın ‘artık bizden değiller’ demesine, ne de Erdoğan’ın ‘artık onlardan değiliz’ demesine inanmamaktadırlar.

 

Her iki kesime göre de Erdoğan ve ekibi gerçek niyetlerini gizlemekte, yani takiyye yapmaktadırlar.

 

Erdoğan, militarist sol kitlenin karabasanı olmuştur.Onlara göre  ‘Erdoğan ve ekibi bütün bürokrasiyi ele geçirince rejimi yıkıp yerine şeriat getirecektir.’

 

Militarist solun bu korkusu ve bu korkuya odaklı siyaseti, ak partinin oyunu artırdığı gibi seçmenin büyük çoğunluğunun Erdoğan ve ekibine duydukları inancın kuvvetlenmesine hizmet etmiştir.

 

Böylece militarist sol kitlenin karabasanı olan Erdoğan, ak parti seçmeninin büyük çoğunluğunun POSTMODERN MEHDİSİ olmuştur: Bürokrasiyi tam olarak ele geçirdik mi şeriat ilan edeceğiz.’

 

Erdoğan ve ekibine duyulan ÜMİT ve KORKUNUN haklı olup olmadığını zaman gösterecek.

 

Milletin ya gerçekten mehdisi olacak ya da karabasanı.

 

Ya da aynı tas aynı hamam devam edecek.

 

Yani: çıkıp milletin karşısına:

 

‘Ya hu kardeşim söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Bizim ideolojik kutuplaşmalarla işimiz yok. Biz liberal demokrat bir çizgideyiz. Cennetle cehennemle işimiz yok:

 

EL MENZİLE BEYNEL MENZİLETEYN.