Kral, müneccim ve eşek
Eski çağlarda bir kral hava durumunu öğrenmek için bir müneccim tutmuştu.
Kral bir gün balığa çıkmaya karar verdi. Balık tutmak için gideceği yer de sevdiği kızın evinin önündeki göl kenarıydı. Kral sevdiği kıza güzel görünmek için en yeni elbiselerinden birini giymişti. Ama yağmur yağıp da güzelim elbisesi bozulur diye kaygılanıp müneccime gitti. Müneccime havanın nasıl olacağını sordu. Müneccim:
- Kralım hiç kaygılanmayın, bir damla bile yağmur yağmayacak, dedi.
Kral da gönül rahatlığıyla balığa çıktı. Bir süre sonra bir köylüyle karşılaştı. Köylü kralı selamladıktan sonra konuştu:
- Saygıdeğer kralım. Güzel elbisesinizin bozulmasını istemiyorsanız bir an önce saraya dönseniz iyi olur. Çünkü müthiş bir sağanak geliyor.
Kral şaşkındı:
- Nasıl olur? Az önce müneccime sordum. Bir damla bile yağmur yağmayacak dedi. Ona mı inanayım, sana mı, diye cevap verdi.
Kral yoluna devam etti. Ama az sonra müthiş bir yağmur başladı ve kral sırılsıklam oldu. Saraya döndüğünde de ilk iş olarak müneccimi kovdu ve adamlarına emir verip o köylüyü bulup getirmelerini istedi. Bir süre sonra köylü saraya geldi. Kral köylüye kendisini müneccimbaşı tayin ettiğini söyleyince köylü boynunu bükerek konuştu:
- Ben müneccim değilim efendimiz. Yağmur yağacağı zaman eşeğim kulaklarını indirir. Sizinle karşılaştığımız vakit eşeğim kulaklarını o kadar indirmişti ki sağanak olacağını anlamıştım.