Gaza getiren, gaz alan haberciler

06.12.2009 22:14

 

 

 

 

Efendim çok hünerli acayip klas motosikletimle bir dünya turuna çıktım. Bir de ne göreyim; ülkeleri ve dahi dünyayı bir tek ‘zümre’ yönetmekte: medya… Dolayısıyla medya patronları ve dolayısıyla büyük büyük çoğunlukla beni israilin çocukları.

 

Hakikatlerin manipüle edilmesi ‘becerisinin’ yalnız bizim medyanın ‘erdemi’ olduğunu zannederdim. Meğer manipülasyon medyanın karakteristik özelliği imiş tüm yerkürede.

 

Bir de televizyon ne derse doğrudur ‘cahilane televizyon müminliğinin’ bizim ayrıcalıklı özelliğimiz olduğunu zannederdim. Bunda da yanılmışım, meğer kültürlü abd toplumu da en az bizim kadar ‘cahilane televizyon mümini’ imiş.

 

 

 

Manipülasyonun en fanatik şekilde icra edildiği tv programlarının başında tabi ki haber programları geliyor.

 

 

 

Evimde tv yok. Şimdi bazıları amma da gericisin diyebilir. Valla ne derler bilmem amma velakin iyi ki yok. Yoksa ben kesin ‘manikdepresif’ olurdum.

 

 

 

Bir arkadaşa misafirliğe gitmişim, bir tv kanalının haberlerini izliyoruz. Aman Allah’ım bir sarışın hatun, sesini bir yükseltiyor bir kısıyor, cümlelerin sonunda kameraya vahşi bir nazar fırlatıyor. Ne yalan söyleyeyim kardeşim Allah’ın bildiğini kulundan saklamayalım, evde yalnız olsam ‘kadının şiddetinden tırsardım’ herhalde. Ya bi de ben kendimi taş fırın erkeği zannederdim. Şimdi bazı delikanlılar hadi be sende ‘light rindi’ diyebilirler. İddia ediyorum ‘benim’ diyen delikanlıyı bu kadının karşısına dikeceksin tırsmazsa  motosikletimi hediye edeceğim.

 

 

 

Efendim bir başka gün de bir başka yerde misafirim (tv olmayınca konu komşudan idare ediyoruz işte, ne derler buna; tvparazit) selam verip girdim içeriye… Televizyon açık,bir kanalda bir spiker haber veriyor… Tam da şu operasyon söylemlerinin kızıştığı sıralar. Bu defa bir adam, öyle heyecanlı, ateşli anlatıyor ki, selam verip spikerin bir iki cümlesini dinler dinlemez heyecanına ve hararetine binaen bir anda etrafımdakilere; bi dakka arkadaşlar, savaş başlamış galiba deyiverdim. Herkes sustu (isterse susmasınlar, karizma konuşuyor burada), pür dikkat adamı dinliyoruz; askerler yürüdü, helikopterler patırdadı, uçaklar havalandı, Bilmem falanca dağlık bölgesinde bir terörist ölü ele geçirildi, demesin mi. Ağzımdan baklayı çıkarcaktım günah olmasa… Tabi spikere kızdığım kadar kendime de kızıyorum. Ya tamam adam ateşli ateşli anlatıyor da  sana ne oluyor kardeşim, oturduğun yerde sakin sakin dinle. Resmen gaza geldim.

 

 

 

Aynı spiker Erbil’deki muhabirine bağlanıyor. Tabi bu olay bir başka zaman başka bir komşuda haber izlerken oluyor. Spiker artık kendini yırtsa da tınmıyorum. Zira ‘mümin bir yılan deliğinden bir kere sokulur’ değil mi ya. Neyse efendim Erbil’deki muhabir oradaki cep telefonlarının ucuzluğundan bahsediyor;  Türkiye’de 1000 ytl’ye alabileceğiniz telefonları buradan 300 ytl’ye alabilirsiniz. Ya bide öyle anlatıyor ki, gel de gaza gelme… Şeytan diyor atla motosikletine, tak arkasına bir tane römork(alim Allah banamısın demez) doldur gel bir römork , 400’e mal etsen, 600’e satsan o biçim kâr. Kapış kapış gider. Ahanda köşeyi döndün. Ulan dedim, otur oturduğun yerde; Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olma. Gaza gelme rindi, gaza gelmeee.