Yazı arşivi

Bize bizden gayrı dost yok V

26.12.2009 17:39

 

 

           merhaba rifatçım..

-         ooo mirim..merhaba..hoşgeldin..barış koş iki çay kap yavrum..biri limonlu açık..

-         hiç zahmet etme evladım..ben içmiciğim..

-         hay allah ya..afedersin sen oruçlusun değil mi..tabii ya..mazur gör noolur..

-         rica ederim..de..ramazan efendi size de uğrasa fena olmaz..ben bu vatanı bu yüzden severim işte..ne güzel..tutan tutar orucunu..tutmayan da bildiğini okur..zorla kime ne yaptırılır..neyse canım..hoş bulduk..sağ ol..hafta sonu gelecektim aslında..kalabalık olur diye erteledim..

-         iyi yapmışsın..memuru, öğrencisi hep o iki günü bekler bilirsin..bizim dükkan da geçtiğimiz hafta sonu üüü..iğne atsan yere düşmez..okullar da açıldı bizim işler de anliycağın..

-         sahi mi..çok isabetli olmuş demek ki..iyi..vallahi..zaten karşıdan buraya gelene kadar iflahım kesiliyo..üstüne bi de şurda iki kelime etmeden gitmek fena koyardı..emekli olmadın gitti yahu rifat..bırak artık şu dükkanı..bak çocuklar torunlar da burda artık..ne diye şu yaşında hala mesai yapıyosun..

-         öyle deme be izzet..ben, kokusu ile tozu ile yaşıyorum şu kitapların..kırk sekiz sene bu..dile kolay..ne zaman şuraya gelmeye dermanım kalmaz..ben de öyle bırakırım..muhterem sen artık son ver şu beni ayartma faaliyetlerine..mümkin değil..vazgeç yahu..ben ziyadesi ile memnunum halimden..

-         aman aman iyi..bayılmıyorum ben de her gün yüzünü görmiye..istersen şu masada teslim et ruhunu..yalnız sen farkında diğilsin..ben sarahatle müşahede ediyorum..sen bu kitaplardan ne biliyim müşterilernden falan haddinden çok etkileniyorsun..peyder pey istila ediyorlar adeta mevcudiyetini..

-         daha neler izzet..sen inad ediyorsun ama bence kırk yıl önceki düşüncelerini muhafaza etmek bir fazilet diiyildir..dünya çok değişti..değişti demek dahi hata..değişmediği bir an vaki değil ki..

-         dünya döner diye biliyorum ben..ona itirazım yok da..topacın bile bi mihveri olur be..sen eski tüfek solcu ol..hapis yat..ondan sora sosyal demokrasiden, liberalizmden dem vurmaya başla..olucak şey midir yani..dur dur biliyorum ne diceeni..dinazor oluyoruz biz değil mi..vallahi ne dersen de birader..hiiç mi hiç umrum diğil..benim için bi tane cumhuriyet vardır..bi tane gazi paşa..ve bi tek yurt..gayrını tanımam..bize bizden başka dost da yok..bu kadar..yarın bi savaş çıksın bakalım..toz pembe dünyanız nasıl sırt çevirecek size..onunla iktifa etse bari..üzerinizde dönmeye başlamazlarsa alıcı kuşlar gibi, ben de boşuna yaşamışım..

-         izzetcim neden hadiseye bu kadar menfi bakıyosun..mesela cumhuriyet de esaslı bi devrim değil midir..değişim kaçınılmaz bir olgudur..her şey eskiyor..eşyanın tabiatı bu..inkar etmek..inat etmek bizi tarihin dışına iter..hatırlasana gazi paşa’nın ilkelerinden birisi de devrimcilik değil miydi..osmanlı biraz da bu sebeple yani dünyanın efendim fennin sanatın gerisinde kaldığı için yerinde sayıp devrin icatlarını keşiflerini takip etmeyip onlara bigane kaldığı için dağılmadı mı..

-         Osmanlı ile mi kıyaslıyosun..evvela osmanlı devleti savaş ve işgallerden sonra yıkıldı..payitahta gelip yerleştiler..osmanlı zaten o vakit hükmen yıkılmıştı..pekii size ne oluyor..harp mi var..işgal mi edildik..nedir bu işbirlikçi yaltaklanmalar..devrimcilik ilkesine gelince..ne zannediliyor..gazi’nin “rejimi de icab ederse devirin” dediği mi.. yapmayın kuzum..rica ederim..

-         tamam hadi dış dünyaya mesafeli duralım..itimat etmeyelim gavura..peki ya şu iktidara yapılanlar..adamları sınır dışı edecekler ellerinden gelse..reva mıdır..ya bi deneyelim bakalım..adamlar gerçekten samimi değil mi anliyalım..bu riski de almazsak nasıl toplumsal barıştan söz ederiz..bak çankaya’ya türban girdi işte..e ne oldu..rejim mi değişti..bıraksınlar üniversitelerde de okusun türbanlılar..bizi ihya edecek olan türbanlı yada türbansız kafalar değil..sadece o kafanın içindeki ışıltılar..benim türbanlı öğrencilerden de müşterilerim var..her şeyi okuyorlar..bunları neden evlerine gönderelim..bu ülke onların da ülkesi değil mi..

-         onların tabii..ama bu dükkan kadar değil..baksana bi grup türbanlı dükkana doğru geliyor..neden böyle toplu gezerler..çete gibi..anlayamam vallahi..sana niye geliyorlar..sen mi örgütlüyosun yoksa bunları..

-         ilahi izzet ya..alemsin valla..ama bak çok rica ederim laf sokuşturma çocuklara..tut biraz kendini..

-         Bak sen..şimdi bi de öcü olduk senin nazarında öyle mi..ne diicekmişim ben onlara..seni dahi yola getiremezken..elbirliği ile darp edersiniz sonra..neme lazım..merak etme bilirim müşteri veli nimettir..”para.. para..para..” değil mi..rengi yeşil olmuş..kızıl olmuş..para mı para..o önemli sizin için..

-         izzet bak mahcup etme beni..bak geliyolar içeri..

-         iyi günler rifat amca..nasılsın..

-         tesekkür ederim ayşe..sen nasılsın..

-         iyilik..rifat amca 1984’ü bulacaktın bana..depoda var mıymış..

-         evladım sen, “şu çılgın türkler”i okudun mu..ne yapacaksın seksen dördü..

-         pardon bey amca..anlayamadım..

-         yo yo yok bişey ayşe..izzet bey çok takdir eder o kitabı da tavsiye etmek için söylüyo sanırım..herkese tavsiye eder..

-         hmm..evet..anlıyorum..okumuştum..bence de güzel kitap..

-         barış..oğlum..sipariş kitapların içine bakar mısın..george orvell..1984..orda olması lazım..

Bize bizden gayrı dost yok! IV

26.12.2009 17:35

 

 

-         anne bi daha bakar mısın imsakiyeye..okunması lazımdı ezanın..baksanıza sakın elektrik gitmiş olmasın..ne matrak olur yaa..yarım saat geçmiş..yemekler soğumuş..biz hala orucu bozmamışız..

-         evladım iftar sofrasında oruç bozulmaz..açılır..

-         ya ne farkı var dede..ben de onu kastediyorum zaten..

-         olmaz efendim..ne lüzum var kasda, imaya..her kelimenin bi muhtevası vardır..değil mi ama..

-         tamam babacım..sabırsızlandınız hepiniz tabi..bakın ezan da okundu hadi açalım oruçlarımızı..buyrun babacım..siz başlayın..

-         peki efendim..bismillah..esasında iftar topları vardı eskiden..

-         hâlâ var dede..

-         biliyorum küçük bey..ben de bu ülkede yaşıyorum..hem onların çoğu sahici top değil..çin’den ithal ses bombaları..

-         evet baba..ben de okumuştum gazeteden..eski toplar emekliye ayrılınca tamir edilemiyormuş..e dinamitte hayli masraflı olunca..çin işi iftar topları yetişmiş imdada..

-         maalesef damat..bi de bazı bazı iftar vakitlerinde bizim evden de görünen şu havai fişekler ile müşerref olduk..bakalım daha neler icad edecek şu nev zuhur idareciler..

-         ne olmuş yani dede..ne varki bunda..belediyeler kötü mü ediyor yani..o da yeni bi ramazan etkinliği..hem şu iftar çadırları fena mı oluyor mesela..

-         o ayrı ya hu..ondan bahseden yok..her şeyi  birbirine karıştırmakta üstüne yok vallahi..

-         niye dede ya..tamam beğenmediğin hizmetleri olabilir ama sadece onlardan ibaret değil ki..bu arada biraz daha çorba ister misin..

-         çok az olsun..tamam tamam kafi..eveet bak yavrum..her hadiseyi inceden inceye tahlil etmek iktiza eder..ayrıca sırf takdir etmek şaklabanlık gibi gelir bana..tenkid edilecekler ki çeki düzen versinler kendilerine..tenkid edilecekler ki istediklerini yapabileceklerini zannetmesinler..muhalefet zaruridir..hatta bi vechi ile mukaddestir..

-         tek parti iktidarı..ismet paşa..sizinle hemfikir olmasa gerek baba..

-         damaat..sen de oğlun gibi hadiseleri karıştırma rica ederim..biz bu günün şartları dahilinde konuşuyoruz..o zaman için tek parti elzem olmasa her halde muhalefet de olacaktı..her hadiseyi kendi tarihi hakikati içinde mütalaa etmek gerekir..vesselam..bakın..aslında meselemiz bu bizim..yani herkes hadiselerin bir ucundan tutup tavır takınıyor..oysa mevzuyu tamamiyle ihata etmek gerekir..mesela beni pek bilmeyen, tanımayan, yalnızca siyasi fikirlerimi, muhalefet sadedindeki tenkidlerimi dikkate alan birisi benim alimallah itikadsız olduğuma hükmeder..şu manzara karşısında bi karış açar ağzını..peki neden..tamamiyle beni anliyamamıştır da ondan..oysa ben de müslümanım elhamdülillah..namazın müdavimi değilsem, efendim o malum partiler ve tarikatlar ile alakam yok ise..

-         alaka ne kelime dede..adavetin var..

-         her ne ise efendim..varsın öyle olsun..ne yani İslam dairesinin dışına mı çıkmış olurum..katiyen hayır..bizim muhalefetimiz haşa tanrıya değil..haddini aşıp tanrı adına ahkam kesenlere..yarım hoca bile değillerdir bunlar..bakınız ilahiyatçılara..adamlar ne kadar makul konuşuyorlar..

-         e baba yaşar hoca’yı da barındırmadınız ki partide..adamcağız tuttu parti kurdu..

-         kızım siz elbirliği ile sabrımı mı sınıyorsunuz bu akşam..yaşar bey’in ilahiyatçılığı ayrıdır efendime söyliyim siyasi şahsiyeti ayrı..meseleleri ne zaman münferiden..fasıl fasıl..kısım kısım..kategorik mi diyorsunuz ne ise artık öylece tartıp biçeceksiniz..kurtulun şu küllen red yahut küllen kabul nazarından..yiğidi öldürsen dahi hakkını teslim edeceksin..sevabıyla günahıyla kabul edeceksin..

-         bişey soracam dede ama lütfen yine “karıştırıyorsun” deme..allah aşkına şu türban yasağını niye kaldırmaya muhalefet edilsin..günlerdir “mahalle baskısı” ile yatıp kalkıyoruz..kavramı ilk kullanan  şerif mardin hoca..adama zamanında soruyorlar türkiye için geçerli mi diye, “hayır” demiş..e size hala söz düşer mi..yok karşı devrim provalarıymış..muhtıranın rövanşıymış..saçma sapan gerekçelerle en temel insan haklarından biri olan kıyafet özgürlüğünün önüne ne hakla nasıl bir vicdan ve duyguyla hangi iç güvenlik kaygısıyla aşılmaz duvarlar örülsün..sonra yasak taraftarları da senin şikayetçi olduğun bakış açısıyla bakmıyorlar mı olaya..türban takan herkes şeriat mı istiyor yani..bu da senin deyiminle “küllen”ci bi yaklaşım değil mi..ya benim bi arkadaşlarım var fakültede..kız kardeşi tıp okurken yasak nedeniyle okulu bırakmış..atılmış yani..düşüne biliyor musun..doktor olacakken eve dönmek zorunda kalıyor..vasıfsız..lise mezunu olarak..bununla kalsa yine iyi..bi türlü hazmedemiyor kız baş örtüsü yüzünden okuldan atılmayı..ve işte o kız şu anda anti depresanlarla hayatına devam etmeye çalışıyor..bu benim bildiğim, duyduğum bi trajedi..ya yüzlercesi belki binlercesi vardır bunların..her neyse işte..şimdi iktidar bu mantıksız yasağı kaldırmak istiyor ama bazı kuruntu ve olasılıklar üzerine bu girişim engellenmeye çalışılıyor..dönüp dolaşıp mahalle baskısı diyorlar..ne mahalle baskısı yaa..böyle mi oldu şimdi..kamusal baskıya eyvallah  ama özgürlüğe, insan haklarına istemezük..

-         devam et..devam et..biraz daha nutuk at da aç kalk sofradan..insan haklarıymış..o kız iyi saatte olsunlara karışacağına açıverseymiş başını..kıyamet mi kopardı yani..her müessesenin bi kuralı kaidesi var..yasaksa yasak..bitti..ne diye israr ediyorsun..devlete kafa mı tutuyorsun yani..çok istiyorsan git iran’da oku..tutan mı var seni..

-         gidiyolar zaten..ama iran’a değil avrupa’ya abd’ye..şimdi onlar yarın dönünce ne olacak bakalım..bu yasak kin ve nefret doğuruyor dede..nefret..ve nefret bu ülkenin kesinlikle ihtiyaç duymadığı bişeydir..

-         keskin sirke küpüne zarar verirmiş evlat..kimse nefretten yana değildir..ama değil bazılarının küçük kalp kırıkları..an gelir can pazarına döner bu memleket..hele hadlerini aşmaya cüret etsinler..pişman olurlar..hem de bin pişman..öff içimi daralttın ulan..hadi hadi hazırlanın..behice hanım çaya davet etmişti..söz verdik..bekletmiyelim..

Bize bizden gayrı dost yok III

26.12.2009 17:31

 

-                 alou..izzet bey..iyi sabahlar efendim..nasılsınız..

-         günaydın behice hanım..buyrun..sağ olun efendim..sizi sormalı siz nasılsınız..

-         teşekkür ederim..ah izzet beycim sizden bişey rica etmek zorundayim..ümid ederim beni kırmazsınız..

-         aman efendim siz emir buyrun..derhal..hem sizi kırmak mı..rica ederim..emin olun kafamı kırmayi tercih ederim..nasıl yardımcı olabilirim, siz onu söylemeyi lütfedin..

-         estafirullah..nezaketiniz bendenizi daima mütehassis ve mahcub etmiştir..teşekkür ederim..izzet bey kaç ay oldu bilmiyorum..hanidir çıkmak nasip olmadı çamlıca’ya..az evvel kuşlardan haber aldım..bendenizi çamlıca’ya götürecek, eşlik edecek imişsiniz..kuzum sahi doğrumu bu kuşlardan duyduklarım..

-         behice hanım..size, kuşları daima ciddiye almanızı tavsiye ederim..peki zamanı konusunda herhangi bir taahhütte bulundular mı..

-         hayır efendim..sizin tayin edeceğinizi söylediler..

-         peki efendim..o halde..şu anda saat nerdeyse yedi..hanım efendi, bir saate kadar sizi almaya geliyorum..muvafık mıyiz?

-         ah tabii..bekliyorum efendim..çok çok müteşekkirim..eksik olmayınız..

..

..

 

-         semaver ısmarladım..hazır oluncaya kadar biraz yürüyelim derim..

-         ah fevkalade..biliyor musunuz izzet bey..ıstanbul’da pek çok semt eskisi kadar aşina gelmiyor bendenize..her şey ne denli süratle değişiyor böyle..yo hayır..değişmiyor da yok ediliyor adeta..elimizden alıyorlar cânım muhitleri..yalnızca çamlıca müstesna..inanır mısınız..şu manzara bana hala hatıralarımı tedai eder..ziyadesiyle vefalıdır..kendimi burada yirmili yaşlarımda hissederim..

-         evet..hakkınız var..hakikaten şu çamlıca nevi şahsına münhasırdır..fakat behice hanım müsaade edin şunu ifade edeyim..efendim..kanaatimce..çamlıca ile aranızda mühim bir benzerlik bulunmaktadır..zat-ı aliniz da çamlıca da eşi zor bulunur bir asalet ile müzeyyensiniz..ahh behice hanım..bağışlayın lütfen..boş bulunup haddimin fevkında kelam ettim..mazur görmenizi istirham ederim..

-         aman efendim..ricaaderim..bilakis..teveccüh gösteriyorsunuz..teşekkür ederim..

-         soğ olun efendim..müsamahanız için şükranlarımı arz ederim..ne diyorduk..hah, maatteessüf ıstanbul çok değişti..daha kötüsü insanımız çok değişti..behice hanımcım..inanır mısınız bazen evde dahi kendimi yapa yalnız hissettiğim zamanlar oluyor..çocukları ikna edemiyorum..tutturmuşlar kah demokrasi kah insan hakları..anlat anlatabilirsen..savaş görmedikleri için..yokluk bilmedikleri için fazla hüsnü niyete malikler..benim mülahazalarımı, müstebit ve dahi mani-i terakki  olarak mütalaa ediyorlar..

-         sormıyin beyfendiciğim..bendeniz de aynı ile müteellimim..çocuklar ile kısmen  anlaşmak mümkin oluyor da ah torunlarım..onlarla adeta farklı lisanlar ve mensubiyetler sebebiyle yekdiğerini hiç anlamayan insanlar gibiyiz..

-         anliyorum..nereye gidiyoruz kuzum..zar zor kurduğumuz şu devleti, payidar kılamiicak miyız..bakınız..bizler geldik gidiyoruz işte..bu vatanı onlara emanet ediceez..vallahi gözüm arkada kalacak..dikkat buyurun..sizce nasıl olur da insanımızın takriben yarısı malum partiye rey verir..hiç mi görmüyorlar..bakın cumhurbaşkanlığını da kapattılar..merak ediyorum sırada ne var..ya hu daha düne kadar rejim muhalifi olan bu kadrolara nasıl devletin müesseselerinin idaresi ehliyetini verirler..avrupa birliği bahanesi ile adım adım ilerliyorlar..şimdi bi de anayasayı yeniden tesis edeceklermiş..

-         beni de korkutuyor gidişatımız..aklım havsalam almiyor inanın..sen, zamanında sarahatle niyetini izhar et..yok minareler süngüymüş..bilmem kubbeler miğfer..akabinde evvela yasağını kaldırt..başbakan ol..cumhur başkanı olmana ramak kalsın..beş sene boyunca hemen tüm devlet teşekküllerine yuvalan..derken seçime gir..ve bu millet seni yüzde elli gibi neresinden bakarsanız akla ziyan bi ekseriyetle yeniden iktidar yapsın..aklım almıyor izzet bey..nooluyoruz kuzum..

-         bakınız nah şuraya yazıyorum..bunlar anayasaya türban hürriyetini ilave ederlerse..çok değil beş yıla kalmaz..ahhh dilim varmıyor söylemiye ama..

-         anliyorum efendim..anliyorum..ama ben ordumuzdan bütün bütün ümid kesmiş diilim..bu kabusun tahakkuk etmesine katiyen müsaade etmiicektir ordu..zaten gayet açık bir uslup ile ihtar ettiler..icab ederse idareye müdahale edeceklerdir..ben eminim..

-         ah inşallah efendim..ama yazılanlar doğru ise bazı subaylar da iktidar taraftarı imiş..onlar da avrupa birliği mefkuresine kaptırmışlar kendilerini..

-         inaniyor musunuz siz bunlara..yapmayin rica ederim..bu devletin esası olan bir müesseseden bahsediyoruz..bakın şu kadar yıl oldu..hala istiklalimize en ufak bi halel geldi mi..hayır..sebebini gayet iyi biliyoruz...ordumuz dahildeki ve hariçteki düşmanlarımıza fırsat vermemiştir..kuşkunuz olmasın..icab ederse gene aynını yapacaklardır..

-         benim de temennim o cihette..komünistleri savdığımız gibi..elbet bu peçeli şeriatçıları da yola getiririz..allah ordumuza zeval vermesin..

-         amin efendim..amin.. 

Bize bizden gayrı dost yok II

26.12.2009 17:29

 

 

-         kızım, şu gazeteyi, bahusus altını çizdiğim satırları görünücek şekilde bizim “muhalif”in masasına koyar mısın? okusun kerata, askeri erkan, devlet ciddiyeti ile yeni cumhurbaşkanına nasıl  selam durmuşlar, görsün küçük bey..

-         peki babacım..tamam..

-         memlekette yanlış anlaşılan bişey var..neymiş efendim, bizim ordumuz “darbeci” dolayisiyle demokrasimiz önündeki en mühim engelmiş..tabi bu umumi bir kanaat değil..babıalideki, sözüm ona bazı liberal kalemşorlar, eski tüfek marksistler ve neseplerini nevi beşer, vatanlarını kürei arz olarak ilan eden  ne idüğü belirsiz muharrir tayfasından başka pek yok öyle düşünen..bunlar fildişi kulelerinden ve de hariçten gazel nevinden maval okuyorlar..efkarı umumiye nasıl bilmezler..onlar için istanbul ile ankara’dan ibarettir memleket..anadolu, taşradır bu zevat için..bu sebeple vatandaşın hissiyatını tahayyül dahi edemezler ki ona tercüman olsunlar..mesela yıllardır milletin en güvendiği kurum hala niçin ordumuzdur..anlıyamazlar..ben kızmıyorum bile sözlerine..ne derlerse desinler..halkımız zekidir bizim, hem çok zeki..bu milletin zekasını alaya alanlar dönüp aynaya baksınlar bence..

-         baba ben de orduya güveniyorum..ordumun güçlü olması bana güç ve güven veriyor..adı üstünde silahlı kuvvetler, güvenlik kuvvetleri..evimde huzur içinde uyumam için bu kurumlar birer zorunluluk..tabi kışlada kaldıkları sürece..işte bu gücün bir gün bana yönelmemesi için de hukuka ve sivil inisiyatife yani demokratik kurumlara ihtiyaç duyarım.. orduya güvenmek başka onu ülkenin yegane meşru ve millî gücü olarak kabul etmek başka..hem nasıldı o reklam..aa “kontrolsüz güç, kontra güç” müydü..

-         yaa demek öyle zannediyorsun..peki yavrum söyle bakalım..ııı sence ordunun savunma vazifesi, sadece ilan edilmiş bir  savaşla mı tezahür eder..asker yalnızca savaş zamanında mı nöbet tutmalıdır..sulh içinde yaşadığımız halde neden binlerce vatan evladını savaş eğitimi için silah altına alıyoruz..bak sen 12 eylül askeri müdahalesini tecrübe ile yakinen biliyorsun..

-         evet onu da..28 şubatı da ve nihayet prematüre e-muhtırayı da..

-         sabırlı ol bakalım..sırayla gidelim..12 eylül öncesini biliyorsun..öğrenciler, sanatçılar, yazarlar ve tamamen suçsuz sıradan insanlar, terörist yöntemlerle üstüne üstlük gündüz gözüyle katlediliyordu..semt semt, mahalle mahalle sözde kurtarılmış bölge haritaları çiziliyordu..sivil idare tam bir acziyet içinde..nihayet ordu yönetime el koydu..olağan üstü hal ilan etti..ve bıçakla kesilir gibi olaylar birden kesildi..kötü mü oldu yani..bakmayın siz şimdi 12 eylül’ü ve devrin komutanlarını topa tutanları..tabi işlerine gelmiyor eylül’ün 11’ni, 10’nu efendim ağustos ve temmuz’u vs. hatırlamak..müdahalenin tek taraflı tabiatiyle hissi  edebiyatını  yapıyorlar yalnızca..handiyse bir yeni dünya tragedyası vücuda getirecekler..

-         iyi de baba..sen de gayet iyi biliyorsun o zamanlar dünya sosyalizmin çekim alanına girmişti..yalnızca türkiye’de değil balkanlarda, avrupa’da da benzer sıkıntılar yaşandı.. ama illaki militarist yöntemlerle mi böyle krizleri atlatmak zorundayız..neden her defasında demokrasimize zarar veren savunma refleksleri geliştiriyoruz..

-         demokrasiye zarar vermek ha..sen de mi öyle tabir ediyorsun..pes doğrusu..nasıl olur da bizzat demokrasinin yani laik, sosyal hukuk devletinin en güçlü garantörü olan ordunun müdahalelerini bu şekilde tesmiye edersin..bu ülke nasıl kuruldu..bilmiyor musun..pekala biliyorsun ama nedense bu bilgi pek bişey ifade etmiyor sizin için değil mi..şimdi beni çok iyi dinlemeni istirham ediyorum: BU VATAN BİR AVUÇ ÇILGIN TÜRKİYELİ TARAFINDAN KURULMUŞTUR! DAHA AZ ÇILGIN HİÇ KİMSE, BU ÜLKEYİ YIKABİLECEĞİNİ AKLINDAN BİLE GEÇİRMESİN! O KADAR!!!ANLAŞILDI MI!!!

-         tamam babacım..sakin ol..kim istiyor ki ülkeyi yıkmayı..bak maazallah tansiyonun çıkacak yine..ooo bak saat yediyi geçmiş..haberleri izleyelim hadi..yok yok şimdi haberler de bu tartışmanın üstüne..hayallah..şey babacım diyorum ki acaba yemek mi..

-         tamam kızım..asıl sen sakin ol..yok bişeyim ya benim..turp gibiyim evelallah..yalnız sahile insem fena olmaz sanırım..biraz hava alırım biraz da deniz kokusu..

-         peki babacım..hem bakarsınız behice hanımla da karşılaşırsınız..

-         rica ederim bana bir daha imalı imalı hanımefendiden söz etmeyin..kurt kocayınca böyle mi olmalı ya hu..gevezelik ediciğine koş fularımı ütüle..

-         peki yakışıklı babam benim.. derhal.. 

Bize bizden gayrı dost yok!

26.12.2009 17:25

 

 - çocuum! şu lambaları neden yakıyorsunuz, yunan tayyarelerine  nanik yapmak cesaretiniz sebebiyle hepimiz ölebiliriz! ya hu kaçtır söylüyorum, rica ederim şu karartma emirlerine harfiyen itaat ediniz! oldu mu efendim..

- tamam dede tamam, şu yazıyı print eder etmez kapatıyorum ışığı..sen rahat uyu..

- maşallah paşam, kriptolu kelam etmeye başladınız demek..aferin dedeniz de olsa kimseye katiyen itimat etmeyin..malum ya bize bizden gayrı dost yok! hem maatteessüf bizden de kanı bozuk işbirlikçiler peyda oldu. aman agâh olun evladım, bakın ceddimiz ne de veciz ifade etmişler “su uyur düşman uyumaz” görüyorsunuz ya kuzum, devlet-i aliye’den kalan şu avuç içi kadar Anadolu toprağını dahi müstemleke haline getirmek istiyorlar. yunan’ı saldılar üstümüze fakat dünya, hakikatte yedi düvel-i muazzama ile cenk ettiğimizi biliyor elbet. dua delim de ismet paşa önünü alsın keferenin.

- dede ya mahsus mu yapıyorsun? ne yunanı ne ismet paşası?! onlar çok gerilerde kaldı. bak yemekte ne güzel anlatıyordun hatıralarını ne oldu şimdi?. aaa! tabi ya! dede ilaçlarını almadın yine değil mi sen?.

- ne demek istiyorsun, bana bunadığımı mı ima ediyorsun..rica ederim derhal çık odamdan..

- dedee. güzel dedem, aşk olsun yaa, neden kovuyorsun şimdi seni en çok seven torununu..kırmak ister miyim hiç seni..biliyorsun..hadi al şu hapları da rahatla sen de..

- hayır efendim, ben küsüm sennle..konuşmiiciğim; haplarla beraber dışarı, marş marş! anlaşıldı mı? sen kimin ellerine doğdun haydut! ne hakla bana “geç bunları” dersin! hayat memat meselesi oğlum bunlar..ne gördün ne geçirdin ki bana akıl vereceksin! edepsizliğe lüzum yok! ben şey olsun diye, latife yapmak maksadiyle yani lakırdı ettim o kadar.. 

-  tamam, dedelerin bi tanesi tamam be, öyle olsun..kıyamam sana..

- çekil! uzak dur vermiiciğim elimi, hiç boşuna uğraşma, öpmiiceksin.dur durr diyorum hayylaz..la havle! şapur şupur öpme öyle dalkavuk..iffetimize mi kastın var..seni ırz düşmanııı..tamam yeterr..

- barıştık ama dimi..alemsin dede var ya..şaka bi yana bu senin söylediklerine benzer şeyleri bu gün de aynıyla tekrar edenler var..

- ah be evladım onlar istiklâl ve istikbâlimizin teminatıdır, teminatı..ama anlayan yok ki..başta sen..

- yapma be dede, ülkeyi kabuğuna çeken, komşularımıza kuşku ve korkuyla bakan, on yılda bir darbe yapan insanlar mı bizim geleceğimizin güvencesi..

- yanlışın var, bak evvelâ cumhuriyetimiz çok genç henüz..dahilde ve hariçte bu taze fidanı mümkinse kesmek değilse daha yaşken eğmek isteyenler var..soora hudutlarımız kanla çizilmiştir bizim, kan! kime nasıl itimad edelim..mesela şu araplar, bizim müslüman kardeşlerimiz yani..ingilizlerle bir olup kalleşçe saldırmadılar mı zamanında..balkan devletleri, devlet-i aliye’deki kıyam ve tefrikaların ilk failleri değiller mi idi..rusya ve avrupa devletleri için söze hacet var mı allasen..her ikisi de kadim düşmanlarımız..avrıpa’ya dahil olcaklarmış bi de, ya sabır! böyle bir ahval ve şeraitde şanlı ordumuzun hayati müdahaleleri için onlara yalnızca şükran borçlu olabiliriz..

- ama dede  tarihte pek çok ulus birbiriyle savaşmış olabilir fakat zamanla ilişkilerini daha yapıcı  bir noktaya taşıyabilirler hatta ortak çıkarları için işbirliği bile yapabilirler..ayrıca o zamanlar için, türk olmayan ulusların bağımsızlık istemleri konjöntürel olarak çok doğal değil mi..e fıransız devrimi olmuş, yalnızca osmanlı değil tüm emperyal devletler dağılma tehlikesi ile karşılaşmışlar..hem bizim cumhuriyetimiz bile devrimin etkisi ile bir ulus devlet olarak kurulmuş değil midir? bu “iç ve dış düşmanlar” retoriği ile nereye kadar..ya ne olsa, suçu onlarda arıyoruz..sanki dünya bizi yok etmek için organize olmuş da biz de yalın kılıç, ha bi de “bize bizden gayrı dost olmaz” naraları ile kahramanca savaşıyoruz..bu da sanırım imparatorluktan geliyor olmanın bir paranoyak yan etkisi..biz dünyaya bu şekilde bakarsak ne iç işlerimizde ne de dış dünya ile olan ilişkilerimizde hiçbir zaman inisiyatif sahibi olamayız..e ne de olsa bizden gayrı herkes düşman bize..öyle değil mi..hatta tamamen bizim beceriksizliğimiz ve politik basiretsizliğimizden kaynaklanan sorunlarımızı bile çözemeyiz çünkü bi kere problemleri yanlış okuyoruz, nasıl doğru çözelim..senin vatan severliğinden zerre kadar kuşkum yok ama tam da a.b. üyeliğinin arifesinde hortlatılan ulusalcılık sanki “derin” bazı hesaplar ile servis ediliyor..görüyorsun ya ister istemez ben de komplo kodları ile düşünüyorum..darbelere gelince, aa dede uyumuşsun ya..neyse artık yarın devam ederiz..

- nasıl? yarın mı devam edelim tamam hadi uykun geldi senin de..ama bak söylediklerimi iyi düşün..bize bizden gayrı…

- “dost yok” değil mi..daldın mı yine..neyse hadi ben de uyuyayım..ALLAH RAHATLIK VERSİN DEDE..

- ne bağırıyorsun ulan sağır mı var karşında..hadi hadi iyi geceler..

- iyi geceler dede iyi geceler.. 

Yazılar

07.12.2009 21:04

Komik yazılar bölümümüze buradan ulaşabilirsiniz!

Bizim ellerin neo-elcileri

06.12.2009 22:15

 

 

 

 

 

    Efendim yerkürenin hemen tamamında olduğu gibi bizim ellerde de milâdi takvim istimal edilmektedir. Ve tabiî ki yerkürenin hemen tamamında olduğu gibi bizim ellerde de milâdi yılbaşı tesid edilmektedir. Peki bizim ellerde yılbaşını kimler nasıl ‘kutlar.’

 

   -İlk grup yılın başını da sonunu da tınmayanlar. Hatta bu vatandaşlarımız yılın ortasını da tınlamazlar. Gün, güneşin doğması ile başlar, güneşin batması ile biter. Onlar için hayat oyundan ibarettir. Ekmek elden su gölden yuvarlanıp giderler. Aslında hiç kimsenin ayrılmak istemediği velâkin günü gelince ‘kıçına tekmeyi yiyip’ ayrılmak zorunda kaldığı bu grup ‘tıfıllar gurubudur’

 

    -İkinci grup yılın sonunu ‘düşünüp’ başını ‘dualayanlar’. Bu grup yılbaşı kutlamalarına ‘gavur töresi’ gerekçesi ile karşı çıkar. Bu kutlamaları çelişkin almaşık olarak ‘Müslüman töresi’ haline getirirler. Geçen yılın muhasebesini yapar, gelen yıl için hayır dua kılarlar. Kimdir bunlar; küreselci Müslümanlar.

 

    -Üçüncü grup yalnızca yılın son saatlerini tınım tınım tınlayanlar. Ne hayaller kurarlar ne hayaller. Büyük ikramiye çıkabilir. Yarım da olabilir. Canım o da olmazsa çeyrek. Hiç çıkmazsa bile amorti kesin. Yeni yılın ilk dakikalarına az bir kısmı sevinçli, bazısı kafayı biraz sıyırtarak ama büyük çoğunluğunun ‘lanetleyerek’ girdiği bu grup ‘hayalci biletçiler’.

 

    -Dördüncü grup yıl başını televizyondan tınlayanlar. Cemiyetin kahir ekseriyetini teşkil eden bu zümre, ayine-i cihanlarının karşısına geçip bol rakkaseli programları seyretmek sureti ile yılbaşı kutlamalarını ifa ederler. Bu grup ‘televizyoncular’ olarak tesmiye olunur.

 

    -Beşinci grup yılbaşını tam tekmil tınlayanlar. Bunlar büyük meydanları, eğlence merkezlerini doldurur, aptal aptal hoplayıp zıplar, göbek atıp oynarlar. Bu yığınların en bilinçli kısımlarını hovardalar ve kapkaççılar oluşturur. Yılı göbek atarak karşılarlarsa yıl boyunca göbek atacakları safsatasına inanan bu yığın yıl boyunca işsiz bir şekilde sağda solda sürtmekten veya işlerin peşinde koşturmaktan göbek atmaya fırsat bulamazlar. Bu gruba da ‘çifte telli göbek atarlar’ diyoruz.

 

    Genellikle ‘aptal kızlardan’ bahsedilir. Oysa dünya ‘aptal erkeklerle’ de doludur. Yani dünya ‘aptallıklarla doludur’.

Gaza getiren, gaz alan haberciler

06.12.2009 22:14

 

 

 

 

Efendim çok hünerli acayip klas motosikletimle bir dünya turuna çıktım. Bir de ne göreyim; ülkeleri ve dahi dünyayı bir tek ‘zümre’ yönetmekte: medya… Dolayısıyla medya patronları ve dolayısıyla büyük büyük çoğunlukla beni israilin çocukları.

 

Hakikatlerin manipüle edilmesi ‘becerisinin’ yalnız bizim medyanın ‘erdemi’ olduğunu zannederdim. Meğer manipülasyon medyanın karakteristik özelliği imiş tüm yerkürede.

 

Bir de televizyon ne derse doğrudur ‘cahilane televizyon müminliğinin’ bizim ayrıcalıklı özelliğimiz olduğunu zannederdim. Bunda da yanılmışım, meğer kültürlü abd toplumu da en az bizim kadar ‘cahilane televizyon mümini’ imiş.

 

 

 

Manipülasyonun en fanatik şekilde icra edildiği tv programlarının başında tabi ki haber programları geliyor.

 

 

 

Evimde tv yok. Şimdi bazıları amma da gericisin diyebilir. Valla ne derler bilmem amma velakin iyi ki yok. Yoksa ben kesin ‘manikdepresif’ olurdum.

 

 

 

Bir arkadaşa misafirliğe gitmişim, bir tv kanalının haberlerini izliyoruz. Aman Allah’ım bir sarışın hatun, sesini bir yükseltiyor bir kısıyor, cümlelerin sonunda kameraya vahşi bir nazar fırlatıyor. Ne yalan söyleyeyim kardeşim Allah’ın bildiğini kulundan saklamayalım, evde yalnız olsam ‘kadının şiddetinden tırsardım’ herhalde. Ya bi de ben kendimi taş fırın erkeği zannederdim. Şimdi bazı delikanlılar hadi be sende ‘light rindi’ diyebilirler. İddia ediyorum ‘benim’ diyen delikanlıyı bu kadının karşısına dikeceksin tırsmazsa  motosikletimi hediye edeceğim.

 

 

 

Efendim bir başka gün de bir başka yerde misafirim (tv olmayınca konu komşudan idare ediyoruz işte, ne derler buna; tvparazit) selam verip girdim içeriye… Televizyon açık,bir kanalda bir spiker haber veriyor… Tam da şu operasyon söylemlerinin kızıştığı sıralar. Bu defa bir adam, öyle heyecanlı, ateşli anlatıyor ki, selam verip spikerin bir iki cümlesini dinler dinlemez heyecanına ve hararetine binaen bir anda etrafımdakilere; bi dakka arkadaşlar, savaş başlamış galiba deyiverdim. Herkes sustu (isterse susmasınlar, karizma konuşuyor burada), pür dikkat adamı dinliyoruz; askerler yürüdü, helikopterler patırdadı, uçaklar havalandı, Bilmem falanca dağlık bölgesinde bir terörist ölü ele geçirildi, demesin mi. Ağzımdan baklayı çıkarcaktım günah olmasa… Tabi spikere kızdığım kadar kendime de kızıyorum. Ya tamam adam ateşli ateşli anlatıyor da  sana ne oluyor kardeşim, oturduğun yerde sakin sakin dinle. Resmen gaza geldim.

 

 

 

Aynı spiker Erbil’deki muhabirine bağlanıyor. Tabi bu olay bir başka zaman başka bir komşuda haber izlerken oluyor. Spiker artık kendini yırtsa da tınmıyorum. Zira ‘mümin bir yılan deliğinden bir kere sokulur’ değil mi ya. Neyse efendim Erbil’deki muhabir oradaki cep telefonlarının ucuzluğundan bahsediyor;  Türkiye’de 1000 ytl’ye alabileceğiniz telefonları buradan 300 ytl’ye alabilirsiniz. Ya bide öyle anlatıyor ki, gel de gaza gelme… Şeytan diyor atla motosikletine, tak arkasına bir tane römork(alim Allah banamısın demez) doldur gel bir römork , 400’e mal etsen, 600’e satsan o biçim kâr. Kapış kapış gider. Ahanda köşeyi döndün. Ulan dedim, otur oturduğun yerde; Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olma. Gaza gelme rindi, gaza gelmeee.

Erdoğan-Bush ateşkes anlaşması

06.12.2009 22:13

 İki kanka arasında bir süredir ‘küresel düzeyde’ cereyan eden ‘posta koyma savaşı’ nihayet ateşkes antlaşması ile sonuçlandı. Antlaşma sırasında orada hazır bulunan ‘görünmez adam rindi’ den olup bitenleri dinliyoruz:

 

-bush: Well come Tayip. Ama haberin olsun kafam acayip bozuk. Öyle on milyon bin kilometre öteden ‘posta koyması’ değil. Hesap soracaksın ha, sor bakalım sorabiliyorsan.

 

-Erdoğan: Yahu geçelim şimdi şu hesap kitap işini, maliyeciler ne güne duruyor.bak benimle efendi konuş, ben buraya anlaşma yapmaya geldim. Alacağımı almadan nah şurdan şuraya adımımı atmam. Amma velakin kafamı da bozarsan ‘çekeeerr kapıyı gideeeriiiim’. ha bu arada, hoş bulduk.

 

-bush: Hadi Tayip bu gün iyi günümdeyim, bonkör günümdeyim. Biz pragmatistlerin yılda bir gün bonkörlüğü tutar, o da sana denk geldi. Hadi yine dört ayağının üstüne düştün, şeytan tüyü var sende Tayiiip.

 

-Erdoğan: Hadi oradan, benim şeytanla meytanla işim olmaz. Salihlerdeniz biz hamdolsun.

 

-bush: Tabi kankam, ben de öle demek istedim zaten. Dile benden ne dilersen.

 

-Erdoğan: Amerikan askerleri bir ay içinde Irak’ı terk edecek. Irak’ın yönetimi Türklere bırakılacak.

 

- bush: Yok ya! Dile benden ne dilersen dediysek okkadar da uzun boylu değil. Ama bidakka; petrol gelirlerinin yüzde doksanını bize, yüzde bilmem kaçını Iraklılara geri kalan bütün petrol gelirlerinin tamamı da size olursa bi düşünürüz yani, sonuçta ‘ö-lü-mü-ne kan-ka-yız’

 

-Erdoğan: Yoook yaaaa! Bu ne kankalık, bu ne bonkörlük, bu ne perhiz, bu ne hıyar turşusu. Neyse… İşte ilk isteğim, bölücü terör örgütü pkknın lider kadrosu tasfiye edilecek.

 

-bush: Okkeyyy.

 

-Erdoğan: Hamdolsun. İkinci isteğim, bölücü örgütün kampları dağıtılacak.

 

-bush: Okkeyyyy.

 

-Erdoğan: Hamdolsun. Üçüncü isteğim, pkknın lojistik desteği kesilecek.

 

-bush: Okkeyyy.

 

-Erdoğan: Hamdolsun. Dördüncü isteğim, Irak’ın kuzeyindeki örtülü siyasete izin verilmiyecek.

 

-bush: Okkeyy.

 

-Erdoğan: Hamdolsun. Beşinci ve son isteğim, istihbarat paylaşımı için bir iletişim ağı oluşturulacak.

 

-bush: Oookkeyyyy.

 

-Erdoğan: Hamdolsun. Eee şimdi gelelim senin isteklerine.    

 

-bush: Benim isteklerim… Benim ihtiraslarım… Hiç bir söze sığmaz… Hiçbir şiire gelmez… Bir dünya, bir evren, yaşasın özgür dünya, hümanist dünya…

 

-Erdoğan: Yahu sen bugün yalnız bonkör gününde değil aynı zamanda romantik ve hümanist günündesin be.

 

-bush: Yüce tanrıya hamdolsun.

 

-Rindi: Bidakka bidakka. Gözlerim yaşardı şimdi.

 

-bush: Oh my God! Who are you?

 

-Rindi: Don’t speak! Pragmatiyyst,kapitaliyyst, emperyaliyyst.

 

-bush: Tayip, bu adam da kimin nesi!

 

-Erdoğan: Sorduğun soruya bak yahu. Senin ülken, senin evin. Ben mi bilecem bu adamın kim olduğunu. Fesüphanallah!

 

-Rindi: Benim adım Rindi. Müsaadenizle zatı alinize birkaç sorum olacak, acayip kafama takıldı, görünmeyeyim dedim ama dayanamadım işte: madem örgütün lider kadrosu teslim edilecek, lider kadro yok edildi mi örgüt de yok edilmiş demektir. İkinci madde ‘kampların dağıtılması’ ne anlama geliyor?

 

-Erdoğan: Aklının ermediği işe burnunu sokma.

 

-Rindi: Tamam bari şunu söyle: Kampları dağıtınca üçüncü madde ‘lojistik desteğin kesilmesi’ ne anlama geliyor? Boş kamplara mı erzak gidecek?

 

-Erdoğan: Kes gırgırı asabım bozuluyor haaa.

 

-Rindi: Eh son olarak illa soracağım bunu da: Bunlar bize ‘predator ve U-2’ uçakları ile istihbarat verecek ya, hadi yanlış istihbarat verirlerse. Malum bunu çok yapıyorlar, aha diyorlar, burada terörist var, yağdırıyorlar bombayı, bir de bakıyorlar ki, ölenler kadın ve çocuk… Sonra da sırıta sırıta, tüh be yanlışlık oldu demiyorlar mı. Yani şimdi bize de aha burada terörist var derler biz de yağdırırız bombayı, bir de bakarız ki ‘sivil kürtler’ ölmüş. Ne olacak?

 

-Erdoğan: Ne olacak, olan olmuş, ölen ölmüş, ölenle ölünmez; biz ne diyoruz; ölmek de yok, durmak da yok, yola devam.

Barbar Türk, Kıro Kürt

06.12.2009 22:11

 

 

 

 

 

Türk vatandaşı olan iki Yahudi salağı aralarında bir iddiaya girerler: Arkadaş olan bir Türk ile bir Kürt’ü hangimiz daha çabuk ‘kapıştırırız’?...  Hemen işe koyulurlar. Birinci salak doğru fakültenin kantinine gider, ‘aha işte’, Türk asıllı Hasan ile Kürt asıllı Hüseyin oturmuşlar çay içiyorlar. Selam verir oturur masalarına. İki kelam eder üçüncüye dalar asıl mevzuya; “Hüseyin kankam, şu Türkler var ya faşisttir, barbardır. Avrupayı istila ettiler, Ermenileri katlettiler, şimdi de ‘biz Kürtleri’ katledecekler”. Bu salağın ne ‘fışkı’ olduğunu iyi bilen Hüseyin, hiçbir kelam etmeksizin kalkar ayağa, sol eli ile bunun yakasını toplar, sağ eli ile de gözünün üstüne adam akıllı bir yumruk indirir. Sonra da şöyle der ‘hadi len dürzü.’

 

İkinci salak ise varır bakkal Ali’nin dükkanına. “Aahaa! İşte  Kürt asıllı manav Veli de ordadır, oturmuşlar çay içiyorlar. Selam verir oturur, iki alış bir verişten sonra başlar serzenişe. “Ah be Ali amcacığım şu Kürtler var ya kalleş bunlar, hain, kıro. Ne isterler ‘biz Türklerden bilmem ki?”. Bu salağın ne fışkı olduğunu iyi bilen bakkal Ali usulca doğrulur, sol eli ile yaka toplar sağ eli ile indirir yumruğunu  gözünün üstüne; sonra da şöyle der Hadi len dürzü.”

 

İki salak eve dönünce bir de bakarlar ki ikisinin de birer gözü mosmor.Biri ötekinin gözüne bakıp bakıp güler: Nıhahaha.Öteki de diğerinin gözüne bakıp bakıp güler: Nıhahaha.

 

Nihayetinde birincisi ağlamaklı bir sesle ‘ yahu barbar Türk dedim Kürt gözümü şişirdi.’ İkincisi de ‘Ben de kıro Kürt dedim Türk gözümü şişirdi’. Sonra şöyle bir karar alırlar ‘Biz iyisi mi birbirini tanımayan Türk ile Kürt’ü birbirine düşürelim’ İşte o anda kulaklarında bir ses yankılanır ‘Hadi len dürzüler’.

 

 

 

        TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU-DÜŞMANI

 

 

 

Kim söylemiş, nerede söylemiş, ne zaman ve ne için söylemiş bilmem ama şu ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.’ sözü acayip musibet bir söz. Nice kanlar akmış bu zırva söz yüzünden, mesela; Osmanoğulları ile Karamanoğulları sırf bu yüzden ‘kapışmışlar’ birbirleriyle. Osmanoğulları şöyle haykırmış; Heyyyyyyyt, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, gerçek Türkler biziz, savulun bıre sahte Türkler! Sonra da yürümüşler Karamanoğulları’nın üzerine; Allahallahallahallahallahallah. Hücuuum. Karamanoğulları da çekmiş resti. Gerçek Türkler biziz, yoktur Türk’ün Türk’ten başka dostu. Sahte Türklere ölüm. Savulun bıre sahte Türkler, hücuuum, Allahallahallahallah. Yani bi de işin enteresan tarafı şu ki Türk tarihi bu tür vakalarla dolu. Yüce Mevlâ’ya sonsuz şükürler olsun. Osmanoğulları Anadolu’da Türk birliğini sağlamışlar da artık biz Türkler ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’ diye birbirimizi katletmekten kurtulmuşuz. Yoksa şu an hâla nara atıyor olabilirdik: Heyyyyyyyt savunun ulan, sahte Türklere ölüm, Allahallahallahallahallah.

Öğeler: 2451 - 2460 / 2563
<< 244 | 245 | 246 | 247 | 248 >>